--------------------------------------------------------------------------------
DURSUN DÜNYA
bir çılgın gibi şimdi hayatım.
ne sevgim kaldı çünkü ne gözyaşlarım
kurtulmak için her seferinde
kaçtım koşar gibi içimdeki senden.
ateş düşünce söndüm,hep sırılsıklam
şimdi dursun ister dönsün dünya
dursun ister dönsün dünya etrafında hiç farketmez
çünkü artık sen yoksun ya sönsün tüm mumlar
bitsin sevgim
ister dursun ister dönsün dünya
mektuplar gibiyiz hiç açılmamış.
saklanmış ama zamanla kaybolmuş
sildin mi beni parmak ucunla
içindeki benden kurtuldun mu yoksa
günüm gelince yokoldum ardından
AŞK KIRINTISI
yaklaştırsana yavaş yavaş kendini bana.
al içine tekrar derinine sakla,kat kasırgana.
yalan söyleme bak gözlerime bitmiş olamaz.
yokla ceplerini aşk kırıntıları kalmış olmalı biraz.
yürürüm ipte,ağım yokken hem de,
kopkoyu içim inan çok çalıştım
bu kalpsiz dünyayı sevebilmek için .
neyim var ki sanki senden başka
hadi son bir kez
ceplerini yokla aşk kırıntıları kalmış olmalı biraz.
aşk kırıntılarıyla doymaktansa
aç kalırım tek başıma bu hayatta.
paylaşacak bir şey artık yoksa bir erkekle bir kadın arasında
RENKLİ RÜYALAR OTELİ
arabayı sen kullan demiştim
içkiliyim.
“boşver yutalım şeritleri bas gaza” dedin
bu otel güzel adını sevdim,
orda öyle yerlerime dokun,
dokunmadığı kimsenin
sarhoş olsak ya,
kimiz unutsak ya,bulut olup iç içe
bardaktan boşansak ya
tek vücut olsak ya
yüksek doz aşk alıp burda mutlu ölsek ya
yıllar önceydi,
çok da güzeldi şimdi düşününce
benimsin demiştim
ben de senin
renkli rüyalar otelinde
kapıları çalmıştım
-cevapsız- savrulmaya
hiç atmayan kalpleriyle insanlara
ama sen farklısın
dedim,dedin ki sense
“dikkat et sadığımdır sadece
KENDİME!”
İKİ ÇOCUK
el sallamıştı annesine
bayram izni dönüşünde hissetmiş miydi
oğlunu kurşun kalbi deldiğinde
kan revan içinde yanyana
aynı köprüde annelerinin rüyalarında öldükleri yaşlarıyla
ateşi harlı delikanlılar,
ne şehit ne kahramanlar
düşmansız bir savaşta
düştüler kalkmayacaklar
emin değildi kendi bile dokunmuş muydu tetiğine
kesin olan tek şeyse en yakın mahkumdu ipe.
“kalpte kurşun ilmek boyunda
iki çocuk ölüm karşısında
hep çocuk kalacaklar büyümeden birer tabutta ama yaşıyorlar,
gülüyorlar annelerinin rüyalarında.
KİM
kim olacak bundan sonra
uyandığımda soğuk yatağımda
kim dinleyecek kalbimi
bakacak hep yüzüme
güzelmişim gibi sanki
kim tutacak son anda
bedenimi havada
düşen uçurumlarda
ben tutarken nefesimi
ağzından aldığım
ağzımda sakladığım
uçup gitmesin diye
biz büyür dünya değişirken
birbirimizi düşünüp başkalarıyla sevişirken…
kim sevişecek kalbiyle
inandırıp sevgiye
uyutup nefesiyle
kim ısıtacak teniyle sanki sıcak evim olup
kış vakti okul dönüşünde
TESADÜFLER
daha gerçek yalanlarım doğrularından
o yüzden boğuluyoruz bir bardak suda fırtınadan
zaman beni,ben zamanı öldürüyorken
tuttum nefesimi atmaya seni beynimden
ama o zaman da kalbim boşa dönüyor
hep sana atan bir yürek nasıl inansın bunca
tesadüfler nasıl açıklansın
bana bunca zaman sonra bunu hissettiren
öylesine bir rüzgar
olamaz kalbime esen
dünle bugün arası
sanki daha uzun hayatımdan
hiç kimseye mektupyok,
ölmüş insanlar ölmüş insanlar insansızlıktan
UNUTAMADIM
dün yine yapayalnız dolaştım yollarda
yağmurlarda ıslanan bomboş sokaklarda
gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
unutamadım unutamadım ne olur anla beni
unutmak kolay demiştin alışırsın demiştin
öyleyse sen unut beni yeter ki benden isteme
gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
unutamadım unutamadım ne olur anla beni
yıllar ikimizden de çok şeyler götürmüş
sen yeni yuva kurarken beni paramparça bölmüş
gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
unutamadım unutamadım ne olur anla beni
unutmak kolay demiştin alışırsın demiştin
öyleyse sen unut beni yeter ki benden isteme
gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni
unutamadım unutamadım ne olur anla beni
KELİMELER
kaçıyor musun aşktan hala
koşup insandan insana
hayatı bırakıp tabağında,
boşver mi diyorsun kanasın
için acıyor mu hiç bazı bazı
cesur musun gözünü kapadığında
boşver mi diyorsun kanasın
biliyorum artık çok zor çok
kuracak yeni bir hikayem yok.
yine de uğraşıyorum rastgele bu eskimiş kelimelerle
yavaşlıyor ama duramıyor dünya,
zaman kimseden değilken yana
gitmiş herkes evlerine bomboş
boşver mi diyorsun kanasın.
batmadık ama su alıyoruz
hissetmeden basıp toprağa,
tuz basmadan yaralarıma
boşver mi diyorsun kanasın.
alt üst olmuş coğrafyadan
cebinde bozuk paralarınla;
kendi mezarına selam durup
boşver mi diyorsun kanasın.
ÇOKTANDIR
çoktandır yaşıyormuş gibi yapıyordum demek ben bu şehirde
çoktandır iki yabancı gibi yaşıyorduk demek biz bu şehirde
ben de
belki yaşar belki ölürüm
çoktandır eriyorsa eğer
silinirmiş meğer
büyük de olsa aşk
çoktandır kanıyormuş meğer,
çalışırdım inan farketseydim eğer
ben de
belki yaşar belki ölürüm
süresi hiç belli olmaz
yok ki zamanı
yarası zor geçer derler
yok ki ilacı
insan bazen yaşar bazen de ölür
TERLEMEDEN SEVİŞENLER
saat 11miş meğerse,fildişinden kulelerde sönüyor ışıklar bak
geceye günaydın diyelim gözlerinde çapak varsa hemen silelim
sıradan ölümlüleriz
büyümüş kimyası değişmiş
yazarız banıp kanımıza
tutkunuzdur yazgımıza
nasıl anlasınlar seni beni acıkmadan yiyenler,
uyumadan önce ayaküstü terlemeden sevişenler
niye külçe gibi kalpleri
kurumuş ağızları dilleri hepsi
yorgun yaşamamaktan
boşver anlamasınlar seni
ben anlarım bakışından bilirim her hücreni
nasıl görecekler seni
kapalıyken sımsıkı kalpleri
boşver dişle kendi fünyeni
zaten bir gün herşey biter
kabul edenler etmeyenler
kabul edilmiştir.